İşveren markanız güçlü mü?
GİDERİK Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Özada, işveren markasının şirketler için önemli bir pazarlama stratejisi olduğuna dikkat çekerek, “İşveren markası güçlü olan şirketler; en iyi yetenekleri çeker, çalışan bağlılığı artar ve daha düşük işgücü maliyetleri ile rekabet avantajı sağlarlar. Peki sizin şirketinizin işveren markası güçlü mü?” diye şirket sahiplerine sordu.
Kısa adı GİDERİK olan Girişimci İnsan Kaynakları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Özada, işveren markası ile ilgili olarak gazetemize değerlendirmede bulundu. İşveren markasının, şirketler için önemli bir pazarlama stratejisi olduğuna değinen Başkan Özada, dijital dönüşüm sürecinin hızla iş dünyasını sardığı ve sosyal medyanın gücünün arttığı bir ortamda işyerinde yaşananların artık işyerinde kalmadığını hatırlattı.
İşveren Markası, bir kurumun çalışanlarına ve potansiyel adaylara sunduğu değer önermesidir. Şirketlerin; çalışanlar için çekici bir işyeri olarak algılanması işveren markasının gücü ile doğru orantılıdır. Şirketin yetenekleri çekme, işe alım, çalışan bağlılığı (tutundurma), motivasyon, uyum ve performans süreçlerinde rekabet avantajı sağlayan en önemli unsurlar arasında işveren markası yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
“İŞVEREN MARKANIZA YATIRIM YAPIN”
“İyi bir işveren markası, şirketin işe alım sürecinde daha fazla nitelikli aday çekmesine yardımcı olabilir, mevcut çalışanların şirkette kalmasına ve daha uzun süre çalışmasına teşvik edebilir ve şirketin genel itibarını artırabilir” diyen Özada, çalışan memnuniyetinin arttığı bir iş ortamında, şirketin müşterileri ve potansiyel müşterileri üzerinde de olumlu bir etki yaratabileceğini vurguladı.
“GÜÇLÜ İŞVEREN MARKASI İÇİN NELER YAPILMALI?”
Serkan Özada, şirket yöneticileri ve sahiplerine güçlü işveren markası için şu tavsiyelerde bulundu: İş Yaşam Dengesi: Dijital Dönüşümün çalışma şekilleri üzerinde yaptığı en önemli değişimlerden biri de esnek çalışma. İşveren Markası güçlü firmalar çalışanlarına uzaktan çalışma gibi iş-yaşam dengesi fırsatları sunuyorlar. Şirketler; İşin sadece iş yerinde yapılması model ve anlayışını terk ettiğini görüyoruz.
Çalışan Deneyiminizi Geliştirin: Şirketler çalışanları ile birlikte yükselebilir. Şirketler üretim süreçlerinin dijitalleşmesine yönelik yaptığı yatırımları, çalışanların becerilerinin geliştirilmesi ve yeni kariyer fırsatları için de yapmalı. İş dünyasının beklediği beceri setleri sürekli değişirken bu değişim sürecinde şirketler çalışanlarına eşlik etmeli, yanında olmalıdır. Çalışanlara Karşı Kapsayıcı Olun: Çeşitlilik ve kapsayıcılığı şirket kültürünün ayrılmaz parçası haline getirilmeli.
Çalışanlarla şirket arasındaki ilişki şeffaf, objektif, hesap verebilir ve adil olma ilkeleriyle kurulduğunda çalışanların kendilerini daha rahat hissettiklerini ve kalıcılıkları üzerinde pozitif etki yarattığını görüyoruz. Rekabetçi Ücret ve Fırsatlar: Yeteneklerin zor bulunduğu bir işgücü piyasasında çalışanlar ve adaylar için rekabetçi ücretler, avantajlar ve yan haklar sunan şirketler her zaman bir adım daha öne olacak. Bugün birçok şirket çalışanlarını, potansiyel adayları rekabetçi olmayan ücret politikası nedeniyle kaybediyor, şirkete katacaklarından mahrum kalıyor.
Çalışanların Sesine Kulak Ver: İş yerinde düzenlenen anketler, toplantılar, grup çalışmaları veya diğer uygulamalarla şirketin geleceğine dair kararlarda, çalışanların fikrine değer verilmesi ‘performans, verimlilik, çalışan sadakati…’ gibi konularda olumlu etki yaratacaktır. Çalışanlarınızı ödüllendirin ve teşvik edin: Çalışanlarınızın başarılarını takdir etmek, ödüllendirmek, teşvik etmek çalışanlarınızın şirkete bağlılığı konusunda bazen ücretten daha etkili olabileceği unutulmamalıdır.
Toplumsal Sorunlara Duyarlı Olun: Karbon ayak izlerini azaltma politikası, yenilebilir enerji kullanımının artması, geri dönüşüme yatırım yapılması, pandemi sürecinde sağlık sektörüne yazılım desteği verilmesi gibi toplumsal sorumluluklarını yerine getiren ve sürdürülebilirlik konusunda öncülük eden -Yeşil Şirketler- geleceğin şirketleri arasında yerlerini alacaktır. Toplumsal sorunlara duyarlı olabilmek cümlesi sadece belli bir sermaye veya büyüklüğe ulaşmış firmaların tercihi olamaz. Bu nedenle şirket kültürüne uygun bir şekilde toplumsal sorunlara karşı duyarlı olmak hem çalışan hem aday hem de müşteri gözünde büyük bir değer taşıyacaktır.
Sosyal Medyanın Gücünü Kullanın: Sosyal medya, işveren markanızı oluşturmak ve tanıtmak için güçlü bir araçtır. LinkedIn, Twitter, Facebook gibi sosyal medya platformlarını kullanarak, şirket kültürünüzü, çalışanlarınızın fikirlerini, işyeri etkinliklerinizi ve diğer unsurları paylaşabilirsiniz. Bu şekilde çalışanların şirkette çalışmaktan gurur duydukları mesajı doğrudan en doğru kanaldan verilmiş olur. Potansiyel adaylar açısından baktığımızda ise şirket kültürünü tanıma ve değerlendirme açısından büyük fırsat sunacaktır.”
“İŞVEREN MARKASINA YATIRIM LÜKS DEĞİLDİR”
Güçlü bir işveren markasının, bir şirketin en iyi yetenekleri çekmesine, elde tutmasına ve motive etmesine yardımcı olabileceğinin altını çizen Özada, “Ayrıca, müşteriler ve yatırımcılar için daha çekici bir hale getirebilir. İşveren markası, bir şirketin uzun vadeli başarısı için önemli bir faktördür. Bu nedenle şirketlerin işveren markasına yatırım yapması günümüzde lüks olarak değerlendirilmemelidir” diyerek açıklamasını sonlandırdı.