Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Eleştirmen Yazar Nurdan Gürbilek’in

MTSO öncülüğünde 14 yıldır sürdürülen ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne bu yıl, Eleştirmen ve Yazar Nurdan Gürbilek değer görüldü.

 

Türkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürmek, edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) girişimiyle 2007 yılında başlayan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün 14’üncüsü düzenlendi. Türk edebiyatının gelişmesine katkıda bulunmuş kişileri onurlandırmak, daha yaygın okunmasını sağlamak adına aralıksız düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek edebiyat ödülünün bu yılki sahibi Eleştirmen Yazar Nurdan Gürbilek oldu.

Bu yıl Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Değerlendirme Kurulu; Celâl Soycan, Turhan Günay, Metin Cengiz, Yavuz Özdem ve Cemal Sakallı’dan oluştu.

Ödülünü Gürbilek’e MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı A. Hamit İzol birlikte takdim etti. Törene Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Ak Parti Mersin Milletvekili Hacı Özkan ile CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen ve çok sayıda edebiyatsever katıldı.

Nurdan Gürbilek, törendeki hitabında, “Konuşurken kelimeler arasında sessizliğe mahkum edilmiş milyonların hatırasına bir sessizlik çekirdeği muhafaza edilmelidir der yazar. Umarım ben de yazarken o çekirdeği koruyabilmişimdir” ifadelerini kullandı. Ardından seçici kurula teşekkür eden Gürbilek, “Mersin kenti ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na da beni burada ağırladıkları için ayrıca teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

Kızıltan: “En değerli etkinliğimiz Mersin Kenti Edebiyat Ödülü”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ise törendeki konuşmasında şunları söyledi:

“Biz ticaret ve sanayi odası olarak sürekli ihracat ne olacak, konteyner krizi nereye doğru gidiyor, asgari ücret ne olmalı, ödemeler dengesi nasıl kurulacak gibi konulara odaklanıyoruz. Aklımız sürekli bu konularla dolu. Bugün ise sizlerin sayesinde bu düşüncelerden sıyrıldık. Bu bağlamda en değerli etkinliğimiz Mersin Kenti Edebiyat Ödülü. Bu ödülü başlatan ve bugüne kadar devamını sağlayan tüm yöneticileri kutluyor ve teşekkür ediyorum. Bu ödül artık kentin ödülüdür. Bizden sonra da devam edeceğinden kuşkum yok. Biz sadece ödülü takdim ediyoruz ama perde arkasında yoğun emek var. Emeği geçenlere de teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.”

 

İzol: “İnsanları aydınlatan kişilerin ödüllendirilmesi önemli”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı A. Hamit İzol da edebiyatın önemine dikkat çektiği konuşmasında, “İnsanları aydınlatan kişilerin değerlendirilip ödüllendirilmesi önemlidir. Bu görevi de en iyi MTSO yapmakta. Geçmişten bugüne bu törene emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve kutluyorum” dedi. “Sanat, edebiyat ruhu düzeltir, iyileştirir” diyen İzol, “İyi bir kitap sizi bambaşka yerlere götürebilir, sorularınıza cevap sunabilir. Edebiyata değer verince kendinize değer vermiş oluyorsunuz” ifadelerini kullandı. Yazan, üreten insanların değerinin bilinmesi gerektiğini vurguladığı konuşmasında İzol, Türkiye’nin okuma oranlarının düşüklüğünden, kitaba verilen değerin yeterli ölçüde olmamasından yakındı.

 

Soycan: “Gürbilek bir kavram kuyumcusu”

Ödül Değerlendirme Kurulu Başkanı Celal Soycan bu sene edebiyatın farklı bir alanını ödüllendirmek istediklerine dikkat çekerek şu bilgiyi paylaştı:

“Geçtiğimiz 13 yılda edebiyat yazarlarına ve verimlerine odaklandık. Roman, şiir, öykü odaklı değerlendirmeler yaptık. Bu yıl ise edebiyatın okuma formatı üzerinde durduk. Edebiyatın bir anlamlandırma rejimi olmasından yola çıkarak bilgi çalışması değil, anlam çalışması olduğu düşüncesiyle, edebiyat eleştirir bakış açısıyla Türkiye’de sanatın en zayıf halkası olan edebiyat eleştirisi konusunda çok değerli bir isme ödül verdik” dedi.

Okurların edebiyat eleştirisi okumadığı ölçüde eksik kalacağını vurguladığı konuşmasında Soycan, Gürbilek’in çalışmalarına dair şu değerlendirmeleri yaptı:

“Sayın Gürbilek’in kitaplarını okuyunca onlarca kitaba yeniden döndük. Bu kitap böyle de okunurmuş dedik. Nurdan Hanım bir Kavram Kuyumcusu. Kavramlar bizim düşünme mekanizmalarımız. Kendisi okuduğumuz kitaplardaki kavramları düşüncenin konusu yapıyor. Gürbilek, kavram kuyumcusu olması ötesinde kitaplarda rastladığımız karakterlere optik ayar oyunu yapıyor. Baktığımız bir olaya bir de şu açıdan baksak nasıl olur diye mütevazi şekilde yaklaşıyor. Doğal olarak Gürbilek eserleri bizi bir okur olarak terbiye ediyor. Bu çok kıymetli bir şey. Gürbilek metinleri dişil bir sestir. Paylaşıcı, sıcak, sizi değiştiren anne gibidir. Farkında olmadan değişirsiniz. Sizi bir rekabete, başarı, iktidar kavgasına çağırmaz.”

 

Temizyürek: “Gürbilek, yapıtın sesini duyabiliyor”

Şair Yazar Mahmut Temizyürek ise Nurdan Gürbilek’in 34 yıllık arkadaşı olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Gürbilek’e ödül verilme gerekçesinden çok etkilendiğini dile getiren Temizyürek, “Gerekçede okuma ahlakı üzerine vurgu yapılmış. Peki, Nurdan Gürbilek nasıl farklı okur? Aslında o da bizim gibi bir okur fakat o şöyle bir okuma ahlakı geliştirmiş: Yapıtın asıl derdini, bize söylemek istediğini anlayabilmek için yapıta teslim olmak, ona tümüyle bağlanmak, kendi sesimizi, kendi öznel düşünce ya da niyetlerimizi yapıta yapıştırmaya çalışmamak. Yapıtın sesini duyabilmek. Tüm gayreti bu yetenek üzerine kurulu. Ama bununla kalan birisi değil. Yapıt bize bir şey fısıldıyor, kendimizi ona teslim ettiğimiz, onun ritmine kaptırdığımız sürece o yapıttan hazları da alabileceğimiz gibi onun biricikliği içinde fısıldadığı gerçeği de duyabilme imkanı bulabiliriz. Bu doğruluk imkanı öyle kolay bulunabilecek bir imkan değil. Eleştirmenliği de burada başlıyor. Başka yapıtlarla karşı karşıya getirebiliyor” dedi.

 

Sakallı: “Nurdan Gürbilek’e yaratıcı okur söylemi çok yakışıyor”

Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Sakallı ise Gürbilek’i akademik açıdan değerlendirdi. Akademik camiada Gürbilek’in yazılarının bilindiğini ve dikkatle izlendiğini kaydeden Sakallı, “Gürbilek önce okuduğu yazarın üretme estetiğini çözümlüyor. Bunu yazarın hayatından yola çıkarak yapmıyor. Yazarı yapıt içinde keşfediyor. İkinci önemli noktası ise yapıt içindeki imgeleri buluyor. Düşünce imgeleri içindeki boşlukları doldurmaya çalışıyor. Retorik bileşenlere doğru geliyor, orada çözümlemelerini yaptıktan sonra anlam keşiflerine başlıyor. Bence Nurdan Hanım iyi bir anlam keşifçisi” dedi. Yaratıcı yazar gibi yaratıcı okur söyleminin de Nurdan Gürbilek’e yakıştığına değinen Sakallı, “Nurdan Hanım’ın bu kadar çabası sonunda nereye geldik. Türkiye’de eleştiri denemecilik nereye geldi? Nurdan Hanım Türkiye’de eleştiriyi yenileştirdi, güncelledi. Edebiyat tarihimiz yenilenmeli. Bundan sonraki aşamada Türk edebiyat tarihi yazılacaksa Nurdan Hanım okunmadan, onun söyledikleri bilinmeden yazılamaz” ifadelerini kullandı.